29 Aralık 2008 Pazartesi

2. ay aşılarımız





doğduğu gün yapılan hepatit ilk dozu, 1. ay sonunda yapılan hepatit 2. ay dozu ve bugün yapılan verem, 5'li karma ve pnömokok aşıları ile bağışıklanmaya devam ediyoruz..3 aşı birden oldu bugün duru..ağızdn rotavirüs aşısını da 3. ay sonunda olacak..ateşi çıkabilirmiş bugün..ilacımız da hazır..pek tatlı oldu kızım aşıları yiyince..çok da ağlamadı zaten:))

28 Aralık 2008 Pazar

eskişehir kar altında

karlar düşer düşer düşer gülerim:)
cimcime kanguruda

tontiş

her yer bembeyaz..sanırım çok da soğuk...kar tüm çirkinliklerin üstünü örttü diye düşünürüm..karın erimesi ile de kötülükler çirkinlikler onlar beraber eriyip gider..evet evet gerçekten böyle oluyor..o yüzden bahar güzel geliyor herkese..dışarıda yağan lapa lapa karı izlemek elinde bir fincan kahve ile en sevdiğim şeydir..yarın aşı günümüz nasıl gidicez sağlık ocağına bilmem umarım kar erirde zorlanmayız..şu an araba otoparktan mümkün değil çıkamaz çünkü!! seneye bu zamanlar duru kar oynayabilir mi acaba? anlar mı ne olduğunu? ben çok severim kardan adam yapmayı, kızıma da öğreticem seneye inşallah..

27 Aralık 2008 Cumartesi

hoşçakal 2008..


acaba 2008 yılı sana ne kadar minnetar olduğumu hissedebiliyor musun? keşke bir insan silüetinde olsaydın da sana sımsıkı sarılıp teşekkür edebilseydim..teşekkürler bana kızımı getirdin sağlıkla..2008e girdiğimiz ilk saatlerde senden duru derin istemiştim sağlıkla sadce bunu dilemiştim..bu yıl bana iyi geldi..hadi bakalım 2009 kıskan ve sen daha iyisini yap:) canım kızım seni çok seviyorum

25 Aralık 2008 Perşembe

cimcimenin elleri

duru düşüncelerde
ah ellerimi soksam ağzıma

şimdi kanatlanıp uçacak

Duru 2 gündür ellerini inceliyor..ellerini yüzüne götürüyor eviriyor çeviriyor parmaklarına bakıyor sonrada tadıyor ellerini yumruk yapıp..ama ağzında sabit tutamadığı için ellerini sinirleniyor..o eller kollar hiç sabit durmuyor sürekli hareket halinde..bir de sürekli gözü dalıyor..uzaklara bakıyor çok uzaklara..ekonomik krizi mi düşünüyor, annemin işe başlamasına 1 ay kaldı ne yapıcam ben mi diyor bilemiyorum..bu arda ağlamayı öğrendi..gözünün yaşıyla ben kucağıma almıyorum diye ağladı dün...:)) bir de dudak bükmelerimiz var..içiniz ezilir bir görseniz..

17 Aralık 2008 Çarşamba

kış gelmişş




artık kış gerçekten geldi..ama ben duruyu her gün dışarıya çıkarmakta ısrar ediyorum..arabaya 10 metre..arabadan anneannesinin evine 32 saniye yolculuk ve 20 metrede anneannesinin evinde oluyor hanımefendi...e bu kadar mesafede de hasta olmamayı öğrensin..arabayla yolculuğa bayılıyor..eğer gece ise sürekli ışıkları izliyor gündüz ise bulutlara bakıyor(gerçekten!!!!)tek sevmediği şey bere ..basıyor çığlığı ama önce şöyle bir duruyor 5 saniye bekliyor çıkartırmıyım acaba bereyi diye eğer çıkartmıyorsam ortalığı yırtıyor..yukarıdaki fotoğrafta bekleme anından:))bu arada Duru dün doktor kontrolündeydi..50 günlük, 5 kilo, 62 cm..maşallah benim kızıma..ben de kuaföre gidip kendime vkait ayırdım..annem sağolsun:))



14 Aralık 2008 Pazar

DURU BANYO YAPMAYI ÇOK SEVİYOR:)











cimcime yıkanırken hiç ağlamıyor..ilk defa bayram günü ben yıkadım kızımı önceden annem yıkıyordu benim dikişlerim acıyordu çünkü..ama artık ben yıkayabiliyorum:))

11 Aralık 2008 Perşembe

duru derin bir bayram

güzel gözlüm dedesiyle

bayram yorgunu duru derin

çok komik bir şey olmuş !!:))



bayramın ilk günü bayramlığı..kokoş seni

bayramın ikinci günü anneannesinin ördüğü elbisesiyle..elbisede payetler pullar işliyalnız dikkatinizi çekerim



kuzucuk o kadar çok akrabasıyla tanıştı ki bu bayram..bir anneannede bir babaannede..iki ev arasında gitti geldi..havalar çok soğuktu bu koşturmaca da biraz hapşurdu biraz öksürdü..mümüklerimiz bile aktı.:))
sabahları uyanınca çığlıklar atıyor cimcime artık..çok güzel kuş gibi şakıyor bebeğim..gülücükler dağıtıyor etrafa..
bayramdan bir kaç fotoğraf ekliyorum..elbiseler etekler giydi hep kuzucuk..daha nice bayramlara güzel kızım benim..tekrar söylüyorum senin doğduğun günden beri benim her gün bayramım var..

6 Aralık 2008 Cumartesi

lohusalık bitti!! kırkımız çıktı:)

ya çok komik geliyor bu batıl inanışlar bana..ama resmi sitelerde bile var bende araştırdım nedir ne değildir diye..kızımızı içinde altın ve taş olan su ile yıkadık bugün..su aksın tüm hastalıklar kötülükler de suyla aksın gitsin..su aşağı boy yukarı..ak olsun pak olsun, iyi huylu olsun, akıllı olsun, merhametli olsun İNSAN olsun dedik..canım kızım seni çok seviyorum
Not: aşağıdaki yazının tamamı kültür bakanlığı resmi sitesinden alınmıştır
Lohusa: Anadolu’da yeni doğum yapmış ve henüz yataktan kalkmamış kadına; loğusa, lohsa, emzikli, loğsa, nevse, kırklı gibi adlar verilmektedir. Doğumdan sonra kadının yatakta kalma süresi; kadının fizyolojik durumuna, doğumun güç ya da kolay olmasına, iklime, çevre koşullarına, ailenin ekonomik durumuna ve gelinin sevilme durumuna bağlıdır.
Loğusalık süresi içerisinde kadının çeşitli doğa üstü güçlerin etkisinde olduğu Anadolu’da yaygın bir inanıştır. Geleneksel kesimde sıkça kullanılan “kırklı kadının kırk gün mezarı açık olur söylencesi” bu inanışı desteklemektedir.
Al Karısı inanışı:Loğusa ve kırklı çocuklara sataştığı ve kimi zaman da onları öldürdüğü tasarımlanan alkarısı; al, cazı, cadı, al anası, al kızı, al karası, koncoloz, goncoloz, kara koncoloz gibi adlarla tanımlanmaktadır.
Anadolu’da ahır, samanlık, değirmen, terkedilmiş virane yerlerde, su kuyusu, su kaynakları ve loğusa kadın ve kırklı çocuğun yalnız olduğu yerlerde bulunduğuna inanılan al karısından korunmak için halk birtakım uygulamalara baş vurmaktadır.
Bu uygulamalara örnek olarak;
- Loğusa ve kırklı çocuğun bulunduğu yere süpürge, Kuran-ı Kerim, soğan, sarımsak, nazarlık asılması,
- Loğusa veya kırklı çocuğun yastığının altına iğne veya çuvaldız sokulması,
- Loğusa ve kırklı çocuğun yastığının altına kama, orak, bıçak vb. gibi kesici aletlerin konulması
- Loğusa ve kırklı çocuğun bulunduğu yere ekmek ufağı ve su konulması verilebilir.
Al karısına ilişkin uygulamalar geçmişteki uygulamalara göre daha az olmasına rağmen günümüzde de devam etmektedir.
Kırk Basması İnanışı:Anadolu halkı loğusayla kırklı çocuğun doğumdan sonraki kırk gün içerisindeki hastalıklarına ve ileriki aylardaki gelişim eksikliğine; kırk basması, kırk düşmesi, kırk karışması, loğusa basması, aydaş gibi adlar vermektedir.
Kırk günlük dönem içerisinde loğusa ve kırklı çocuğa birtakım canlı ve nesnelerin zarar vereceği inancı yaygındır. Kırk baskınlığını önlemek için yapılan pratik ve uygulamalar oldukça yaygındır.
Kırk baskınlığını önlemek için;
- Anne ve çocuk kırk gün dışarı çıkarılmaz,
- Loğusa kadın ve kırklı çocukların birbirleriyle karşılaştırılmamasına dikkat edilir,
Anadolu’da çocuğa kırk basması çocuğun gelişmemesi ve zayıflamasıyla ilişkilendirilmekteydi. Kırk baskınlığını giderme yolunda da dinsel, büyüsel birtakım pratik ve uygulamalara baş vurulmaktaydı. Günümüzde artık bu türden uygulamalar yok denecek kadar azdır.
Kırklama:Loğusa ve kırklı çocuğa kırk basmaması için loğusanın ve çocuğun serbeste çıkması için; kırk gün içerisinde genellikle kadın ve çocuğun yıkanması biçiminde yapılan uygulamaya “kırklama” adı verilmektedir. Yaygın olarak kullanılan “kırklama” tanımlanmasının dışında bu olaya halk arasında; “kır dökme”, “kırk çıkarma” vb. adlar da tanımlanmaktadır.
Anadolu’da kırklama işlemi en yaygın olarak kırkıncı gün yapılmaktadır. Bu süre yörelere göre farklılık göstermekte; 7., 20., 30., 37., 39., 41. günlerde de kırklama yapılmaktadır. Bu işlem yörelere göre şekilde bazı farklılıklar gösteriyor olmasına karşın içerikte aynı amaca yönelik bir uygulamadır.
Doğumla ilgili adet ve uygulamalar içerisinde kırklama işlemini geçmişte olduğu gibi günümüzde de değişmez bir kural olarak geçerliliğini sürdürmektedir.

5 Aralık 2008 Cuma

bayram


2 gün kaldı bayrama..kızımla geçireceğimiz ilk bayram olacak..içimde bir heyecan var bu yüzden..bir sevinç çığlığı var taa DERİNlerde:)

sevgili kuzu tüm büyüklerinin ellerinden öpüyor..herkese sevdikleri ile birlikte mutlu bayram günleri diliyorum